Cahit Zarifoğlu’nun “Serçekuş” kitabında konunun geçtiği dönem açıkça belirtilmemiş olsa da akademik incelemelerden anlaşıldığına göre, hikaye bir belirsiz zamanda gerçekleşir ve masalların genel karakteristiğine uygun şekilde kurgulanmıştır.

Kitabın iç çözümlemelerine göre, arabaların ve motorlu botun varlığı, yazarın hikayeyi en erken 19. yüzyıldan itibaren bir döneme yerleştirdiğini göstermektedir. Özellikle metinde “Araba asfaltta hızla kayarken” şeklindeki ifadeler ve Gölbaşı Gölü’nde motorlu botların yer alması, hikayenin tamamen geleneksel dönemde değil, modern ulaşım araçlarının kullanılmaya başlandığı bir çağda geçtiğini ima etmektedir.

Ayrıca, hikayenin tam tarihi belirlenmiş bir zaman döneminde değil, çağdan çağa geçerli evrensel mesajları iletmek amacıyla tasarlanan masal geleneği içinde yer aldığı dikkat çekicidir. Zaman güneşin doğuşu, öğle ve akşamüstü gibi ifadelerle ölçüldüğü için, zamanın döngüsel ve kültürel boyutu (namaz vakitleri ile bağlantılı olarak) öne çıkarılmıştır. Dolayısıyla “Serçekuş” ne tamamen eski ne de tamamen yeni bir zaman diliminde geçer; aksine herhangi bir zaman olabileceği imajını yaratacak şekilde kaleme alınmıştır.